Size İçimde Bir Savaş Olduğundan Bahsetmiş miydim?


Kimilerine göre incinmek; yere düşmek gibidir.
Oysa bana göre incinmek; habersizce dolanmaktır. Meçhulde bir yerlerde.
İnciniyorum ve kırılıyorum çünkü bende insanım.
Kaya gibi bir gövdem ve ağaç kabuğundan bir kalbim yok!
İncinmiş bir gövdem var ve kırılmış bir sürü hikayeyi sığdırmaya çalışıyorum. Acizim!
İnsan en çok kendine aciz ve kendine kırılgan.
Sayısızca şarkıdan ve şiirden kaldırıp kafasını gökyüzüne bile bakmaktan yoksun.
Derdine ve kederine yükledikçe yüklüyor işte her nefesini.
Şu sıralar gitmek gibi sessiz bir eylemin içerisindeyim.
Nereye olduğunu bende bilmiyorum.
Gidebileceğimden de emin olamayışım ayak bileklerime dolanmış vaziyette.

Kinayeli ve dolambaçlı cümleler yazıyorum evet!
Devrik anlamlardan ve imla hatalarından ibaretim.
Zira düzgün cümleler kurmak beni yatıştırmıyor.
Kuşluk vaktinin rengine boyanmış bir gökyüzüm ve bir anlamsızlığım var.
Böylesine üzerime örtülen bir karanlığın içinden de ancak böyle cümlerler kurtara biliyorum.
Oysa gün rengine boyanmış bir gökyüzünden yağan şiirleri izlemek isterdim.
Kalbimden çıkan ve başka bir kalbe yağan.

Yeni bir savaş var içim de kalmak ve gitmek arasında.
Umudumun hezeyan mağlubiyeti üzerine ikinci bir harbin ortasındayım.
Nasıl sağ çıkabilirim ki?
Kör kuyuların tercümanı olacak kadar karanlık bir haldeyim.
İçim de ki gece öylesine taşmak üzere ki bir damla ay düşmesi yeter.



Her gün başka bir mevsimde uyanıyorum. Uyuyamadığım göz önüne alınacak olursa garip bir durum. İlginç bir aritmatik işlemi gibi, karışık ve karmaşığım. Her sabah bindiğim şu metro vagonlarında insan yüzlerine bakarak problemimde ki garipliğe bir sebep arıyorum. Tahammülsüz ve hoşgörüsüz insan suratlarından birer rakam alarak daha da çözümsüz bir hal alıyorum. Mutlu olmak varken neden daha da karmaşık oluyorum? Garip ve uzun tarlalarda koşuşturasım var.

Aylardır derin uykuya dalamamak gibi saçma bir sorunla da boğuşuyorum. Dağlar kadar yorgunluğum olsa da şu mışıl mışıl diye tarif ettiğimiz uykudan yoksunum uzun zamandır.Uzay çölüğüne dönmüş beynimin gölgesine saklanmış sanki uykum. Şu garip bedenim de o kadar çok savaş barındırıyorum ki dünya gibiyim. Beynimde ayrı bir savaş kalbim de ayrı. Diğer tüm organlarıma ise kanser gibi yayılmış bir harp gibi bu olay. Aslından tüm savaşlarımın sebebi beynim. Diğer tüm organlarımı kalbime düşman etmiş gibi. Tabi bir de gitmek var o da beynimin içinde ki savalardan bir tanesi. Kahire'nin ortasında savaş sonrası yıkık şehir duvarları gibi hırpalanıyorum.














Yorumlar

  1. Merhaba Fırat :) Güzel yazıyorsun hatta bazı cümlelerine bayıldım. Uykusuzluğun için kedi otu çayını ya da melisa çayını deneyebilirsin. Ve kendini biraz rahat bırak olur mu ? Sevgiler..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar